29 Mayıs 2013 Çarşamba

Son Haberci

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“De ki: Size vekil kılınan (bu konuda görevlendirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde, 11)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Şayet insanlar ölüm meleğinin konumunu bir görseler ve sözünü işitselerdi, ölülerini unutur ve kendileri için ağlarlardı.” (Ed-Dürrü’l-mensûr, VI, 543)

Bir hadîste şöyle buyrulmuştur:
“Hastalıklar ve acılar ölüm habercileri ve elçileridir. Ölüm anı gelince ölüm meleği bizzat gelir ve şöyle der: “Ey Allâh’ın kulu, sana haber üstüne haber geldi. Nice nice elçiler geldi. Peş peşe haberciler geldi. Ben son haberci ve elçiyim. Benden sonra ne bir haberci ne de bir elçi gelecek. Artık Rabbine isteyerek ya da istemeyerek icâbet et!” O kimsenin ruhunu alınca etrafında bulunan yakınları ve sevenleri eyvahlara ağlamaya başlarlar. Ölüm meleği onlara da der ki: “Ben onun hayat süresini vaktinden önce sonlandırarak ona zulmetmedim, onun rızkını da yemedim; bilakis Rabbi onu dâvet etti. Artık ağlayan kendine ağlasın! Çünkü ben sizden geriye hiç kimse bırakmayana kadar aranıza defalarca geleceğim.” (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 15.Cilt, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hayy: Hayatı, ezelî ve ebedî olarak sarmalayan, bütün hayatların kaynağı olan, ezelî ve ebedî olarak ölmeyen, diri olan demektir.

Kısa Günün Kârı
Ölüm meleğinin hane kapımızı ne zaman çalacağını bilmeden yaşıyoruz. Belki bugün, belki de yarın! Ölmeden evvel önce nefsimizi öldürelim. Tevbe edelim. Rabbimizin huzuruna mü’min olarak, sâlih insan olarak çıkalım.

Lügatçe
bilakis: Aksine, tersine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder